Yiğit Düştüğü Yerden Kalkar

11.11.2023
77
Yiğit Düştüğü Yerden Kalkar

Yiğit Düştüğü Yerden Kalkar

Artık kesin eminim ki, yediğimiz içtiğimiz şeyler gerçekten fıtratımızı etkiliyor. Yoksa bu kadar vurdumduymaz, bu kadar şefkatsiz ve bu kadar merhametsiz olmamızın imkanı yok. Yerdeki karıncalara basmaktan imtina eden ve bunun için yollarını değiştiren “karınca ezmez efendi” lerden bu günlere nasıl geldik? Ne ara kaybettik bu kadar insanlığımızı? Çocuklarımız, genç nesillerimiz niçin bu kadar duyarsız ve umarsız?

Geçen gün sınıfa;
“Bir insan ve bir hayvan ( köpek) aynı anda aracın altında kalsa hangisine üzülürsünüz?” diye sordum. Bir kişi insana üzülürüm, bir kişi her ikisine üzülürüm dedi, sınıfın geri kalanı köpeğe üzülürüm dedi.
Düşünebiliyor musunuz, hayvanı insana tercih eden bir nesil var. Burda elbette hayvanlara eziyet edilmesi veya öldürülmesi değil söz konusu olan…

Bu nasıl olabilir?
Hayvanları severlerse diğer bütün canlıları seveceklerini düşünerek, çocukluklarından itibaren hayvan sevgisi aşılanan çocuklar, büyüdüklerinde çok mu şefkat ve merhamet sahibi oluyorlar? Ne yaxık ki hayır; hayvanları sevmeye, insanları sevmemeye devam ediyorlar büyüdüklerinde. Küçücük bir anlaşmazlıkta, arkadaşlarının canlarını yakmaktan çekinmiyorlar, ellerinde tasmalarla köpek gezdirenler. Burda bir yanlışlık yok mu?

Yaşanan son olaylarda, dünyanın gözü önünde küçücük bebeler canice ve vahşice katledilirken, bizim çocuklarda zerrece bir üzüntü ve acıma emaresi gözükmüyor. Ne kadar acı? Yapılan boykota orta yaşın üstündekiler katılırken, dikkat edin gençlerin çoğu hiç yeme içme alışkanlığını değiştirmeyi düşünmüyor. Bu çok garip gelmiyor mu size de? Siz tv başında gözyaşı dökerken, çocuğunuzun elinde neden onlara mermi ve bomba sağlayan yiyecek ve içeceklerden var?

Geçmişte de hep ona inanırdım ama şimdi daha çok inanıyorum. Bize sunulan yiyecek ve içeceklerimizin içeriğinde bulunan şeyler fıtratımızı değiştiriyor, bizi hissiz, duygusuz ve tepkisiz hale getiriyor. Zaten dünyadaki büyük şirketlerin çoğunluğu cinsiyetsiz toplum ve LGBT sapkınlığını destekliyor. Bu işin başka bir yönü ama hormonal dengemizi bozucu maddeler kullandıklarına da adım gibi eminim.

Bu işi nasıl çözeceğiz? Bu kadar hissiyattan ve maneviyattan yoksun insanı, özellikle genç nesli nasıl dönüştürüp insanlığa faydalı hale getireceğiz? Bence çağımızın en büyük problemi bu? Elinize telefonu tableti alıp video/ dizi izlemek, alışveriş sitelerinde gezmek yerine bunlara kafa yormamız lazım. Bunun için eğitimci olmamız gerekmiyor, hepimizin yapacağı bir şeyler vardır, özellikle anne babaların.
Öncelik, yedirip içirdiğiniz şeylerin helal olup olmamasına bakmak olmalı mesela. Haramla beslenen bedenlerin hali ortada.
Sadece hayvanlara değil, bütün canlılara şefkat ve merhamet beslemek gerektiği öğretilmeli. Çizgi filmler bir bakın, sürekli hayvan sevgisi ve hayvan haklarını işliyor farkında mısınız?
Karamsar bir tablo çizdim evet ama istersek durumu değiştirebiliriz. “Yiğit düştüğü yerden kalkar” demiş büyüklerimiz. Biz düştük çoktandır, ayağa kalkmanın yollarını aramamız gerekir. Yoksa halimiz yaman.
Rabbimiz akıbetimizi hayreylesin.
– alıntı-

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.