Okçular tepesini terkeden sahabeler

Okçular tepesini terkeden sahabeler

Bir hocamız Uhud dağına uzun uzun bakıp sormuş:
-Okçular tepesini terk eden sahabeler kimdi?
Cevap yok..
Tekrar etmiş..
-Okçular tepesini terk eden sahabeler kimdi?
Sonunda muhibbanları (sevenleri) mahçup bir şekilde;
“Bilmiyoruz hocam” demişler.
İşte o an her birimizin beynini, kalbini titretmesi gereken şu kelamlar dökülmüş dilinden..
“Okçular tepesini terk eden sahabeler kimdi?
İnanın bunu ben de bilmiyorum…
Aslında hiç kimse bilmiyor.
Bu asla İslam tarihinde de yazmaz..
Hatta o okçular kimdi öz çocukları da bilmez, eşleri de bilmez.
Çünkü Ashab-ı Kiram kimseye söylememiş, saklamış.
Ağızlarından bu konu hakkında hiçbir şey çıkmamış.
Hatta ve hatta yıllar sonra Cemel, Sıffın gibi hadiselerde birbirlerine ters düştükleri vakitlerde bile;
“Sen zaten Uhud’da da tepeyi terketmiştin!” dememişler…
Orada dahi birbirlerini hataları ile vurmamışlar.
Bu nasıl güzel bir ahlak böyle…
Bizler Uhud’un aslında bir yenilgi değil zafer olduğunu yeni anladık…”
Birbiri hakkında konuşmak için en ufak bir fırsatı kaçırmayan, hatta “amaan olanı söylüyorum, benim niyetim temiz” diye nefsini aldatıp ağzından akan kardeşinin ölü etinin kanlarını temizleyeceği en ufak bir fırsatı kaçırmayan bizlerin buradan alacağı çok ders var…
-alıntı-











