Sarıkamış’ta o yıl kurtlar insan etine doymuştu

22.12.2024
290
Sarıkamış’ta o yıl kurtlar insan etine doymuştu

Sarıkamış’ta o yıl kurtlar insan etine doymuştu

“Dağı tırmandıkça askerin takati iyice tükeniyor, geride düşüp kalanların sayısı artıyordu. Uzakta uluyan kurtlar, içlerdeki ölüm korkusunu kamçılıyor, bu ulumalar kiminin içindeki korkuyu artırırken kimine hayata kalmak için gayret veriyordu. Herkes herkesten yardım umuyor ancak kimse kimseye yardımcı olmaya cesaret edemiyordu. Birisine yardımcı olmak, onunla beraber yolda kalmak demekti.

Hafız’ın gözleri, sürekli Ali ve Sami’yi aramaktaydı. Kendisine ancak onların yardımcı olabileceğini düşünüyordu.Dağa tırmanışın daha birinci gününün öğlesinde, yüzlerce hayvan ve asker donarak gerilerde kalmıştı.Birden uzun kanatlı bir kuş, hemen ilerisinde donup kalmış bir askerin üzerine hızla kondu, gagasıyla askerin gözünü oyarak havalandı. Kuşa karşı mukavemette bulunacak güçleri dahi kalmamıştı. Hafız’ın içinde çaresizliğin sesi acı acı dolandı. Bir kuş karşısında bu kadar aciz kalmışken düşman karşısında ne yapacağız ki, diye iç konuşmalarına başladı. Bir an da dolsa, böyle bir düşüncenin aklından geçmiş olmasından dolayı utandı. Sonra; ‘’Rabbim, sen merhametini eksik etme üzerimizden’’ diye huzur limanına sığınması geç olmadı.…

Yorulmuştu. Ahmet’i kendi hâline bıraktı. Ancak hemen yanında yürüyor ve Ahmet’i kolluyordu. Onu kurda kuşa yem olmasına gönlü razı olmazdı.Birden sol tarafındaki çukurun içindeki kıpırdayan karaltıları fark etti. Birkaç kurt, bir şeyler yiyordu. Ahmet’e devam etmesini işaret ederek koldan ayrıldı. Kurtlar, kar çukuruna yuvarlanıp kalmış bir askerin cesedini parçalamışlar yiyorlardı. Hemen silahına davrandı ve kurtlardan ikisini öldürdü. Silah sesleri üzerine diğer kurtlar, hızla şehidin cesedinin başından uzaklaştılar.Tuhaf bir intikam hissi kaplamıştı Hafız’ın içini. Kurtların bir suçunun olmadığını o da biliyordu. Ama daha düşmanla doğru dürüst karşılaşmadan kurda kuşa yem olmak, sağlıklı düşünmesine mani oluyordu.

Birden, Yüzbaşı Lütfü’nün sesiyle irkildi.
— Asker ne yapıyorsun orada?
– Kurtlar, şehidi parçalamış yiyorlardı kumandanım!
— Hemen kola katıl. Mühimmatı boş yere harcama! Kurşunlarını kurtlara değil düşmana sakla!
— Emredersin Kumandanım!

Tırmanarak, kar çukurunun içinden çıktı. Yürüyüş koluna katılarak gayretli adımlarla intikale devam etti.
O yıl kurtlar insan etine doymuştu.’’
(Arifhan AKPINAR Kardan Kanatlar, romanından)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.