Ölsek de Ravza’nı rûhumuz bekler Bir ulü’l emr idin emrine girdik; Ezelden bey’atli hakanımızsın. Az idik, sâyende murada erdik, Dünya...
Sevdiğim Şiirler
Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yârim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları...
seni de vururlar bir gün ey acı uçuşup durduğun kanatlarından sazın, sözün, türkülerin tükenir ellerin koynunda kalakalırsın şakaklarına kar yağıyor...
Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden Dağ başı yalnızlığı ölümden beter. Hiç kimse aramasa, sormasa beni Sen gelsen yeter. Huzur...
O eski hülyaların sahile vurduğunu Yakama bir muamma taktığım gün hatırla Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu Dağlar gibi eriyip aktığım...
Seccaden kumlardı… Devirlerden, diyarlardan Gelip göklerde buluşan Ezanların vardı! Mescit mümin, minber mümin… Taşardı kubbelerden Tekbîr, Dolardı kubbelere “âmin!” Ve...
Yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile Yaktın beni küle döndüm dumana döndüm Nasıl edem, nere gidem dertli baş ile...
“Telgrafın tellerini kurşunlamalı” Öyle değildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran, sonra tekrar yürüyen- Bir posta katarı...
O esrarlı yangına bu can nasıl dayandı? Sahile vurdu kalbim, su yandı, kum da yandı. Bir mum gibi eriyip aktı...
12








