Kaşgarlı Mahmut

KMYV.1.4.2. Kaşgarlı Mahmud’un kültür ve medeniyetimize sağladığı katkıları açıklar.

KÂŞGARLI MAHMUD
Bulunuşuyla birlikte Türk dili tarihinin yeniden yazılmasını sağlayan ve Türkçenin karanlıktaki pek çok konusunu aydınlatan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü bizlere kazandıran, Türklük biliminin (Türkoloji) kurucusu, Türk sözlükçülüğünün atası Kâşgarlı Mahmud’un hayatı hakkında ne yazık ki ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.
Tarihsel kaynaklarda hakkında bilgiye rastlanmayan, eserinde de kendisi hakkında pek fazla bilgi vermeyen Kâşgarlı Mahmud’un soylu bir aileden geldiği ve çok iyi yetiştirilmiş bir şehzade olduğu Dîvânu Lugâti’t-Türk’te âdeta bilgi kırıntısı niteliğindeki kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Türklerin en güzel konuşanı, en açık anlatanı, en iyi eğitim göreni, soyca en köklüsü, en başarılı kargı atanı olmakla övünen Kâşgarlı Mahmud, Türk topluluklarının yaşadığı bütün şehirleri ve bölgeleri dolaştığını yazmaktadır.
Eserine alacağı söz varlığı konusunda tuttuğu yolu açıklarken verdiği bilgilerden Kâşgarlı Mahmud’un Türkçenin söz varlığı üzerine çok ayrıntılı bilgiye sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Döneminin Türk yazı dillerini çok iyi bilmesi; Türk topluluklarından derlediği sözlerin anlamlarına, türlerine, çeşitli özelliklerine vâkıf olmasının yanı sıra Türk dilinin eski söz varlığından da haberdar olması, Kâşgarlı Mahmud’un çok iyi bir dil öğrenimi gördüğünü ve kendisini yetiştirdiğini ortaya koymaktadır.
Nerede ve ne zaman doğmuştur?
Kâşgarlı Mahmud adıyla tanınsa da eserinde babasının Barsganlı olduğu bilgisini vermesinden yola çıkılarak kendisinin de doğum yerinin Barsgan olduğu düşünülmektedir. Eserinin hiçbir yerinde kendisini Kâşgarî, el-Kâşgarî (Kâşgarlı) gibi sanlarla anmayan Mahmud’un buna karşılık sürekli olarak Kâşgar’ı havasıyla, suyuyla, doğasıyla övmesi; hakanın yaşadığı şehir olarak nitelemesi, Kâşgar çevresindeki Adıg, Kası, Opal gibi yerleşim birimlerini kendi ili diye anması, o dönemde bir kültür merkezi olan Kâşgar’da yetişmiş olması bu büyük dil bilgininin Kâşgarlı adıyla anılmasını sağlamıştır.
Farklı görüşler bulunmakla birlikte 1008 yılında doğduğu kabul edilmektedir.
Nerede öğrenim gördü?
Kâşgarlı Mahmud, ilk öğrenimini gördüğü ve gençlik yıllarını geçirdiği Opal’da Hamidiyye ve Saciyye medreselerinde tanınmış hocalardan ders almıştır. Hocalarından biri, Dîvânu Lugâti’t-Türk’te de adını andığı Şeyh İmam ez-Zahid Hüseyin bin Halef el-Kâşgari’dir.
Kâşgarlı Mahmud’un soy kütüğü
Soylu bir Türk ailesinden geldiğini belirten Kâşgarlı Mahmud’un verdiği bu bilginin doğru olduğu ve Kâşgarlı’nın Doğu Karahanlı hanedanı soyundan geldiği bilinmektedir.
Kâşgarlı Mahmud’un soy kütüğü, İslam dinini seçen ilk Türk kağanı Abdülkerim Satuk Buğra Han’a çıkmaktadır.
Kâşgar’dan Bağdat’a Halife’nin huzuruna…
Kâşgarlı Mahmud’un babasını ve ailesini kaybetmesinden sonraki hayatı ile ilgili olarak birtakım söylencelerin oluştuğu görülür. 1057 yılında yaşanan kanlı darbeden sonra kırk dokuz yaşında Pamir Dağları’ndaki sarp Muk geçidini aşıp ülkesinin sınırları dışına çıkan Kâşgarlı Mahmud, Türkistan bölgesini adım adım dolaşarak Türk toplulukları arasında yaşamaya başlamıştır.
Karşılaştığı her Türk topluluğunun konuşması ilgisini çekmiş, duyduğu sözcükleri kaydetmiş, sözlü edebiyat ürünlerini derlemiştir. İran ve Irak’a gittiği, Arapça, Farsça ve Rumca öğrendiği, medreselerde hocalık yaptığı ileri sürülmektedir.
Türk topluluklarının dili, edebiyatı, yaşayışı ve âdetleri üzerine yirmi yıla yakın malzeme topladıktan sonra 1072 yılında Bağdat’a gelmiş, daha önce yazmaya başladığı eserini burada tamamlamıştır.
Halife Muktedî Biemrillah’a armağan ettiği eserini Halife’nin kendisine sunduğunu belirten Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün daha ilk satırlarında bu durumu şu sözlerle anlatır:
Bana sonsuz bir ün, bitmez tükenmez bir kaynak sağlaması dileğiyle bu kitabı yazdım ve Tanrı’ya sığınarak adını Dîvânu Lugâti’t-Türk koydum. Kutsal Peygamber’in postunda oturan, Haşimî soyundan ve Abbasoğullarından gelen, Tanrı’nın halifesi Ebü’l-Kasım Abdullah ibn Muhammedü’l-Muktedi Biemrillah katına armağan ettim.
Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü yazarken veya yazdıktan sonra Bağdat’a geldiği ve eserini burada Halife’nin katına sunduğu bilgisi doğrulanmıştır.
Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk dışında bir de Türk dil bilgisi kitabı yazdığını bilmekteyiz. Bazı konuları dil bilgisi kitabı Kitabü Cevahiri’n-Nahv fi Lugâti’t-Türk’te ayrıntılı bir biçimde anlattığını yazar. Türk dil bilgisi ile ilgili daha ayrıntılı bilgiler içerdiğini sandığımız bu kitap ne yazık ki günümüze ulaşmamıştır.
Bağdat’tan ülkesine dönüp dönmediği, döndüyse ne zaman döndüğü, daha sonra nerede yaşadığı konusunda tarihsel kaynaklarda bilgi bulunmamakla birlikte yöresel söylencelerden yararlanarak Kâşgarlı Mahmud’un 1080 yılında Bağdat’tan ülkesine döndüğü, Kâşgar yakınlarındaki Opal köyüne yerleştiği, burada kurduğu Mahmudiye Medresesinde on yıl müderrislik yaptıktan sonra 1090 yılında doksan yedi yaşındayken öldüğü ileri sürülmektedir.






