Ahi Evran’ın kültür ve medeniyetimize sağladığı katkılar

KMYV.1.2.2. Ahi Evran’ın kültür ve medeniyetimize sağladığı katkıları açıklar.
a) Ahi Evran’ın Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında üstlendiği rolün önemi vurgulanır.
b) Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda, teşkilatlanmasında ve ticaretinin gelişmesinde Ahi Evran tarafından oluşturulan Ahilik teşkilatının önemine değinilir.
c) Ahiliğin yarattığı sosyal düzen sayesinde, Anadolu’da huzur ve güven ortamının sağlandığına değinilir.
ç) Kardeşlik, dayanışma, birbiri için fedakârlık yapma, kendisi tokken kardeşinin aç yatmasına
rıza göstermeme bilincinin Ahi Evran’ın felsefesindeki önemi vurgulanır.

AHİ EVRAN (1171 Hoy -1261 Kırşehir )

•Anadolu Ahiliğinin kurucusu Ahi Evran’dır.
•Kurmuş olduğu Ahilik Teşkilâtı ile sosyal, iktisadî ve siyasî hayatımızı etkileyen; Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynayan, bu sebeple Türk-İslâm tarihinin önemli şahsiyetlerindendir.

Ahi Evran 1171 yılında İran’ın Batı Azerbaycan tarafında bulunan Hoy kasabasında doğmuştur. Asıl adı Mahmut’tur. Lâkabı “dinin yardımcısı” anlamına gelen Nasiruddin’dir. Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş olsa da, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehre giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır.

•Ahi Evran, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve tıp alanında derin bir âlim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velî olmuştur. Bağdat’ın İslâm dünyasının büyük sanat ve ilim merkezi olması, Ahi Evran’ın çok yönlü yetişmesinde etkili olmuştur.
•XIII. yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabî ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte Anadolu’ya gelen Ahi Evran, bu tarihlerde hocası Evhadüddin Kirmani’nin kızı Fatma Bacı ile evlenmiştir.

•Anadolu’da özellikle esnafa İslâmiyeti anlatarak dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatte bulunmuştur. Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı halkı uyarmıştır. Hocasının vefatından sonra O’nun vekili olmuştur.
•Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurmuştur. Sanat sahibi kimseler arasında çok sevilmiştir. Moğollara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır.

•1237 yılında I. Alâeddin Keykubat’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine sultanla gönül bağı bulunan Ahiler, II. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Vezir Sadettin Köpek’e karşı koymuşlardır. Hatta bu dönemde Ahi Evran ve bazı ileri gelen Ahiler Konya’da tutuklanmışlardır.
•II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra Ahiler ve Türkmenler üzerindeki baskı kalkmıştır. Bundan sonra kısa bir dönem Denizli’ye giden Ahi Evran tekrar Konya’ya dönmüş; daha sonra da Kırşehir’e gelerek ömrünün sonuna kadar Kırşehir’de yaşamıştır.

•Ahi Evran, bu toprakları vatan yapmanın, Anadolunun Türkleşmesi ve islamlaşmasının öncülüğünü yapmıştır.

•Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi üretici insan hâline getirmiştir. Onları hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan insanlar halinde yetiştirmiştir. Böylece Anadolu’nun iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir.
•Ahi Evran, 32 çeşit esnafı teşkilatlandırmış; Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar İslâm medeniyetinin zirve kuruluşu Ahilik Teşkilatının merkezi Kırşehir olduğu için buradan “İcâzetnâme” almışlardır.

•Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı Ahilik Teşkilatının kurucusu Ahi Evran’ın kesin olmamakla birlikte Moğollara karşı mücadele ederken 93 yaşında şehit edildiği ifade edilmektedir. 1261. Kabri Kırşehir’de kendi adı ile anılan camiin bitişiğindedir.
•Ahi Evran’ın 20 kadar te’lif ve tercüme eseri mevcuttur.

AHİLİK NEDİR?

Ahilik, kelime anlamı olarak Arapça “kardeşim” veya Türkçe “akı” (Divan’ül Lügat’it Türk’te) “cömert”, “eli açık” anlamında kullanılmaktadır.

Terim olarak, XVIII. yüzyıldan sonra bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşmüş olsa bile, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da görülmeye başlayan, Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında büyük rol oynayan dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî boyutları olan bir sistem olarak tarif edilebilir.
Denilebilir ki ahilik, imanın amele dönüştüğü, Anadolu’nun vatanlaşmasını, Osmanlı’nın “cihan devleti” olmasını sağlayan dünyevi ve uhrevi bir sistemdir.

Ahiliğin başlangıçta bir esnaf teşkilatı olarak ortaya çıkmadığı, içlerinde kadıların, müderrislerin, devlet adamlarının, askeri görevlilerin de olduğu; ahilerin toplumun bütün kesimlerini kucakladığı bilinmektedir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.