Ahmet Yesevi’nin kültür ve medeniyetimize sağladığı katkılar
KMYV.1.2.1. Ahmet Yesevi’nin kültür ve medeniyetimize sağladığı katkıları açıklar.
a) Ahmet Yesevi’nin öğretilerinin Anadolu’da İslamiyet’in kabulünde katkı sağladığı ifade edilir.
b) Ahmet Yesevi’nin düşüncelerinde yer alan “erdem”, “hikmet” ve “fazilet” kavramları üzerinde
durulur.
c) Ahmet Yesevi’nin “Dîvân-ı Hikmet” adlı eserine yönelik sunum yapılması sağlanır.

AHMED YESEVÎ (1093-1166)
• Orta Asya Türkleri’nin dinî-tasavvufî hayatında büyük etkiler bırakan ve “Pîr-i Türkistan” diye anılan mutasavvıf-şairdir.
• Yeseviyye tarikatının kurucusudur.
• Tarihte bilinen ilk büyük Türk mutasavvıfı unvanını taşır. Tam adı, Ahmed bin İbrâhim bin İlyâs Yesevîdir.
• Yesevîlik adı verilen tasavvufî akımının mimârı olan “Hazret-i Türkistan” nâmıyla da meşhur “Hoca Ahmed Yesevî” bir İslâm âlimidir.
Ahmed Yesevi’nin Şahsiyeti
Kuvvetli bir medrese tahsili görmüş olup din ilimleri yanında tasavvufu da öğrenmiştir.
Ahmed Yesevî, Anadolu’ya hiç gelmemiş olmasına rağmen Anadolu’da da tanınan ve sevilen “Hoca Ahmed Yesevî”, yaygın olan kanaate göre, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Hacı Bektaş Velî gibi Anadolu ekolleriyle Anadolu’daki tasavvufi akımlar üzerinde büyük tesirler meydana getirmiştir.
İslam dini hakkındaki bilgilerini yerli halka ve göçebe köylülere onların kendi anlayabilecekleri bir lisan ve alıştıkları yöntemlerle anlatmaya çalışmıştır.
Ahmed Yesevî edebî şahsiyetinden ziyade fikrî şahsiyetiyle, tarihî hayatından ziyade menkıbevî hayatıyla Orta Asya Türk dünyasının en büyük ismidir. Onun gibi geniş bir sahada ve asırlarca tesirini devam ettirebilmiş bir başka şahsiyet gösterebilmek mümkün değildir.
Hoca Ahmed Yesevî, öğretici çalışmalarında dinî motif ve değerler, bunlarla ilgili bilgiler, deyim, atasözü ve menkıbeler aracılığıyla toplumsal bilincin canlı tutulmasına katkıda bulunur.
Hoca Ahmed Yesevî karmaşık ifadelerden, özellikle felsefî değerlendirmelerden uzak durmaya çaba göstermiştir.
Günümüz pedagojisinde önemli yer tutan yakından uzağa, bilinenden bilinmeyene ve basitten karmaşığa ilkelerini o dönemde en güzel şekilde uygulamıştır.
Ahmed Yesevî’nin kullandığı sohbet yoluyla insanları Allah yoluna güzellikle çağırmak, Allah’ı sevdirmek, müjdelemek; korkutmamak, nefret ettirmemek onun öğretisinin bir parçasıdır.
Yesevî dervişleriyle bütün Türk Dünyası’na yayılan hikmet tarzı en güzel meyvelerini “ilahî” adıyla Anadolu’da Yunus Emre ile vermiştir.
Türk illerinin fethine baktığımız zaman, İslamiyet’in Türkler arasında yayılışı, tasavvuf ve birer halk kahramanı olan Alp-Erenler vasıtasıyla olmuştur. İslam tasavvufunun, insan-ı kâmil evliya anlayışı hiç de yabancı bir anlayış değildir.
Gerek Ahmed Yesevî’nin gerekse Yesevîliğin Türkler arasında bu derece sevilip tutulmasının sebebi, sade bir eğitimi ve yaşantıyı tebliğ etmesiydi.
Ahmed Yesevî, daha çok şer’i ve ahlakî birtakım meseleleri nasihat verici bir şeklinde tebliğ ederek, uhrevî saadet için mutlaka onlara bağlı kalma lüzumunu anlatmaya çalışmıştır.
Eserlerinde genel olarak ilahî aşk, Allah’ın birliği, sonsuz gücü ve kudreti, peygamber sevgisi, sünnete bağlılık, ibadete teşvik, kıyamet ve ahiret ahvali, zühd ve takva, insan sevgisi konuları işlenmiştir.
EN BÜYÜK ESERİ “DİVAN-I HİKMET”
Divan-ı Hikmet
Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet adıyla yüzyıllar sonra derlenecek olan Hikmetleri aracılığıyla Türklere İslam’ı kolaylaştırarak benimsetmiştir. Bunun için İslam inancını, Türk gelenek, inanç ve yaşam tarzı ile uygun biçimde sentezleme yolunu seçmiştir.
Ahmed Yesevî, Yesevîlik tarikatını kurucusu olarak kabul edilir. İslâm’ı yeni kabul etmiş Türk topluluklarına dinin irfan yönünü tanıtmıştır.
Türk toplulukları üzerindeki tesirleri Türkistan Türkleri’nin İslam’ı kitleler halinde kabul etmeye başladığı 10. yüzyıl, Türk dünyası için tarihi bir dönüm noktası olmuştur.
Ahmed Yesevî, bir yandan tasavvuf esaslarını, tarikat adap ve erkânını öğretmeye çalışırken bir yandan da İslâmiyet’i Türklere sevdirmeyi, Kur’an ve Ehl-i Beyt sevgisini yaymayı kendisine görev edinmiştir. Bu eğitmenlik vasıflarından ötürü hikmetleri lirizmden uzak ve sanat endişesi taşımadan söylenmiş şiirler olarak kabul edilmektedir.
Ahmed Yesevî, Arapça ve Farsçayı çok iyi bilmesine rağmen eserlerini anadili olan Türkçede vermiştir.
Edebiyatçı Yahya Kemal Beyatlı’nın Ahmed Yesevî hakkındaki yorumu şöyledir.
“ Şu Ahmet Yesevi kim? Bir araştırın göreceksiniz. Bizim milliyetimizi asıl O’nda bulacaksınız.”
İslam’ın kabulü ile Türk illeri kitleler halinde tercih yaparken bir yanda da tasavvuf kültürü oluşuyordu. Oluşum aşamasında batıdaki Türklerin de etkilenmemesi imkânsız değildi.
Yapılan araştırmalarda Yunus Emre’nin Ahmed Yesevî’nin devamı olduğu ifade edilmiştir.
Ahmed Yesevi’nin Türbesi
Türbesi, Kazakistan’ın güneyindeki Türkistan kentinde 1389 ile 1405 yılları arasında Timur tarafından yapıldı. 2002 yılında UNESCO tarafından dünya tarih eseri olarak kabul gördü. Ahmed Yesevî’nin türbesi Türkiye Cumhuriyeti tarafından TİKA aracılığyla yeniden tamir edilmiştir.
ESERLERİ
Divan-ı Hikmet: Şiir kitabıdır. Kitapta Ahmed Yesevî’nin inanç ve düşünceleri, tarikatının esasları bulunmaktadır.
Akaid: İslam’ın esaslarının yer aldığı temel eseridir.
Fakr-Nâme: Öğrencileri tarafından yazılmış ve kendisine mal edilmiştir.
AHMED YESEVİ’NİN SÖZLERİNDEN DERLEMELER
• Yol boyunca kül olmadan, Yâr nezdinde kul olunmaz.
• Yoklar doymadığında, varlar ağlamıyorsa dünya tez yıkılır.
• Ahir zaman ümmetleri, dünya fani bilmezler; gidenleri görerek ondan ibret almazlar…
• Zalim olup zulmedeni, yetim gönlünü inciteni mahşerde kara yüzlü, kolunu arkada gördüm.
• Kâfir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma. Kalp kırmak, Allahü teâlâyı incitmek demektir.
• Tatlı tatlı yiyenler; türlü türlü giyenler; altın tahta oturanlar, toprak altında kalmışlar…
• Nefse uymak yolunda bulunan kimse rüsvâ olmuştur.
• Gönlü kırık, zavallı ve garip birini görürsen, yarasına merhem ol. Onun yoldaşı ve yardımcısı olmaktan çekinme.
• Akıllı ve uyanık kimse isen, dünyâya gönül bağlama. Şeytan seni kandırıp, dünyâya meylettirirse, seni emri altına almış demektir.








