Destan Türleri Doğal Destanlar Yapay Destanlar
1-Doğal Destanlar:
Doğal destanlar toplumların tarihinde derin izler bırakan olaylar sonrasında sözlü gelenekte oluşan ve üç aşamadan geçen destanlardır. Bu aşamalar şunlardır: oluş sahası, yayılış safhası ve derlenme safhası. Oluş safhasında destana konu olan olay gerçekleşir. Yayılış safhasında ise bu olay toplum arasında nesiller boyu sözlü olarak anlatılarak uzun yıllar yaşatılır. Bu aşamada destana olağanüstü özellikler yüklenir. Derlenme aşamasında ise bir araştırmacı halk dilinde sözlü olarak yaşayan bu destanı toparlayarak yazıya aktarır. Doğal destanların sözlü olması nedeniyle anonim olduğunu söyleyebiliriz.
2-Yapay (Yapma) Destan:
Milletlerin tarihinde iz bırakan bir olayın sanatçılar tarafından destan özelliklerini barındıracak bir şekilde oluşturulmasına yapay destan denir. Doğal destanlarda anlatılan olayın binlerce yıl önce olmasına rağmen yapay destanlarının konusu yakın bir tarihte yaşanmış olabilir. Yapay destanlar doğal destanlar gibi üç safhada oluşmaz. Sanatçı tarafından yazıldığı için anonim değildir, yazarı bellidir. Yapay destanlara örnek olarak, Çanakkale Şehitlerine -Mehmet Akif Ersoy, Üç Şehitler Destanı- Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kuvayi Milliye Destanı- Nazım Hikmet Ran verilebilir.
Türk Destanları
Her toplumda olduğu gibi Türklerin de ilk edebiyat ürünleri destan olmuştur. Türklerin savaşçı özelliklere sahip olması zengin bir destan varlığı yaratmıştır. Her destan ait olduğu toplumun mitolojik kaynaklarını da ortaya koymaktadır. Türk destanları incelendiğinde at, ışık, ağaç, ok, kadın, bozkurt gibi mitolojik ögelerin sıklıkla kullanıldığını görmekteyiz.
Manzum olan Türk destanlarında nazım birimi olarak dörtlük tercih edilmiştir. Yine bu manzum parçaların hece ölçüsüyle şekillendiğini görebilmekteyiz. Destanlar aynı zamanda Türk toplumunun tarihini ve kültürel özelliklerini ortaya koyar. Bu bakımda bu eserlerin bizim için değeri paha biçilmez olmaktadır. Çünkü bu destanlar atalarımızın binlerce yıl öncesindeki yaşamlarını ve hayata bakış açılarını bize göstermektedir.
Türk destanlarının kaynakları ise bugün daha çok Çin ve İran tarihinden öğrenilebilmektedir. Yine elimizde olan parçaların birleştirilmesi yoluyla da destanlarımızın anlamlandırılması yapılmaktadır. Bu ürünlerin sözlü olması kaynaklara ulaşma noktasında güçlük yaratmaktadır. Bazı bilim adamlarının sözlü destanları yazıya geçirme çalışmaları da elimizdeki bilgilerin oluşmasını sağlamıştır. Ancak yine de Türk destanları tam olarak kayda geçirilmiş değildir. Türk destanlarının uzun yıllar sonra yazıya geçirilmeleri nedeniyle bu destanların orijinal halleri bilinmemektedir.
Türk destanlarını İslamiyet’ten önceki Türk destanları ve İslamiyet’ten sonraki Türk destanları olarak iki başlıkta inceleyebiliriz.
İslamiyet Öncesi Türk Destanları
1.Altay – Yakut Tğrkleri
Yaratılış Destanı
2.Saka Türkleri
Alp Er Tunga Destanı
Şu Destanı
3.Hun Türkleri
Oğuz Kağan Destanı
4.Köktürk Türkleri
Bozkurt Destanı
Ergenekon Destanı
5.Uygur Türkleri
Türeyiş Destanı
Göç Destanı
İslamiyet Sonrası Türk Destanları
1.Karahanlılar
Satuk Buğra Han Destanı
2.Kazak-Kırgız Türkleri
Manas Destanı
3.Türk-Moğol Destanları
Cengiz-name
4.Tatar-Kırım Türkleri
Timur ve Edige Destanları
5.Selçuklu-Beylikler ve Osmanlı Dönemleri
Seyid Battal Gazi Destanı
Danişmend Gazi Destanı
Köroğlu Destanı
Dünya Edebiyatındaki Doğal ve Yapma Destanlar
Doğal Destanlar
Yunan edebiyatı: İlyada ve Odysseia
İran Edebiyatı: Şehname
Fin Edebiyatı: Kalevela
Hint Edebiyatı: Mahabharata – Ramayana
Alman Edebiyatı: Nibelungen
Rus Edebiyatı: İgor
Fransız Edebiyatı: Chansen de Röland
Yapma Destanlar
İngiliz Edebiyatı: Kaybolmuş Cennet (J. Milton)
İtalyan Edebiyatı: Kurtarılmış Kudüs (T. Tasso) – İlahi Komedya (Dante) – Çılgın Orlando (Ariosto)
Türk Edebiyatı: Çanakkale Şehitlerine -Mehmet Akif Ersoy, Üç Şehitler Destanı- Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kuvayi Milliye Destanı- Nazım Hikmet Ran verilebilir.







