Destan Nedir? Destanların Özellikleri Nelerdir?
Bir milleti derinden etkileyen ve uzun yıllar iz bırakacak büyük bir savaş, doğal afet, göç, yiğitlik gibi durumların uzun bir şekilde manzum olarak anlatılmasına destan denir. Dünya genelinde genellikle toplumların edebiyat alanında ortaya koydukları ilk ürünler destanlar olmuştur. Ancak bu anlatıların oluşturulduğu dönemlerde toplumlar bilimden ve gerçeklikten uzak oldukları için anlatılar birçok mitolojik unsur etkilenmiştir.
Aslı Farsça olan destan (dâstân, destân), Fransızca épopée, Yunanca epos şiir karşılığıdır.
Destan; kak, Batır, Batur, Buka, Bukadır, Bahadır, Boğa, Böke, Yiğit, Cigit, Koç, Koçkar, Arslan, Kaplan, Pars, Ejder ve kahramanlık kavramlarının, epik karakterli bir yaşayışın zaman, yer ve olaylar içindeki yansımalarının olay örgüsü ile biçimlendirilmiş anlatımlarıdır.
Destanlar ait oldukları toplumların ortak değerlerini, kurallarını ve yaşam biçimlerini içererek o milletlerin geçmişini temsil ettiğinden milli özellikler taşımaktadır. Ancak bununla birlikte bu türün her zaman gerçekleri aktarmadığını unutmamak gerekir çünkü bu anlatılarda toplumlar idealleştirdikleri bir gerçeği yansıtma gayretinde olurlar. Kahramanların sonsuz bir güce sahip olmaları ve neredeyse ölümsüz olmalarının sebepleri de bu gayretin içinde saklıdır.
Destanların Özellikleri
Toplumları derinden etkileyen ve iz bırakan bir olay sonrasında oluşmuşlardır.
Milli özellikler taşıdığından ait olduğu toplumun tüm özelliklerini yansıtır.
Halkın ortak malı olan destanlar anonimdir.
Sözlü gelenek yoluyla gelecek kuşaklara aktarımı sağlanmıştır.
Hem sözlü olması hem de halkın idealleştirme gayretinden dolayı olağanüstü özellikler taşır.
Genellikle manzum yani şiir şeklinde anlatılmışlardır.
Ait olduğu toplumda herkesin anlayabileceği bir şekilde sade bir dile sahiptir.
Kahramanlar seçkin kişilerden oluşur ve bu kişiler olağanüstü özelliklerle kuşatılır.
Genellikle savaş, yiğitlik, doğa ve aşk gibi temalar işlenmektedir.
Tüm dünyada bu türün kökeni Yunaca “Epope” kelimesine dayanmaktadır.
Destanlar doğal ve yapay olmak üzere iki başlıkta incelenmektedir.
Destan Türüne İlişkin Bazı Önemli Noktalar
Destanlardan tarihî kaynak olarak faydalanılabilir.
Destanlar, mitlerden sonra en eski ikinci tür olarak kabul edilir.
Kaşgarlı Mahmut eserinde destan türü için “koşuk” “yır” terimlerini kullanmıştır.
Kuman, Kırım ve Çağataycada bu tür için “irtegi” terimi kullanılır.
Kazak ve Kırgızlar ise bu tür için “comok” terimini kullanmışlardır.
Destanlar, kutsal anlatılar değildir.
Epik destan geleneğine göre anlatı hemen başlayıp hemen bitmez.
Anlatı durağanlıktan coşkunluğa doğru bir seyir izler.
Anlatı yeniden durgunluğa ulaşarak son bulur.
Epik destan geleneğinin en önemli kuralı “dikkati başkahraman üzerine toplamak”tır.
Yeryüzündeki en eski epik destan geleneği, Türklere aittir.
Milli Destanın Oluşumu İçin Geçirilen Üç Ana Evre Şu şekildedir:
Çekirdeklenme
Oluşum
Tespit ve Yazıya Geçirilme
1. Çekirdeklenme: Destana konu olayın ortaya çıkmasıdır.
2. Oluşum: Varyantlaşmaların en yoğun olduğu evredir. Anlatı, kuşaktan kuşağa aktarılarak sözlü kültür ortamında olgunlaştırılır.
3. Tespit ve Yazıya Geçirilme: Varyantlaşmanın sona ermesinden itibaren araştırmacının bu varyantlarda en ortak tarafları bularak anlatıyı derleyip toparlayarak yazılı kültür ortamına aktardığı evredir.
Varyantlaşma: Anonim edebiyat ürünleri, ilk çıktığı ortamdan uzaklaştıkça kültürel, sosyal, psikolojik, coğrafi vb. etkenlerle değişim geçirirler, buna varyantlaşma denir.
Destanlar, ulusların, özellikle tarih yazımının henüz yaşam bulmadığı dönemlerine ışık tutmaları bakımından önemlidirler. Ayrıca, ulusların tarih sahnesine çıkışlarını, komşularıyla olan ilişkilerini ve kendi kültür dokularını var eden değerleri anlamak bakımından da önemli kaynaklardır.
Sözlü kültür ürünü oldukları ve yazıya geç geçirildikleri için, destanların tamamı konusunda bilgimiz sınırlıdır. Eski Türk destanlarının bugün elimizde bulunan parçaları çeşitli kaynaklardan derlenmiştir. Bunlardan bir kısmı, Türk araştırıcılar tarafından, doğrudan doğruya halk dilinde hâlâ yaşayan destanların derlenip yazılmasıyla elde edilmiş, bir kısmı ise eski Çin, Arap, İran, Bizans ve Batı kaynaklarında bulunmuştur.
Bugüne değin yapılan çalışmalarla adları ve kimi parçaları belirlenen Türk destanlarının toplamı iki yüz dolayındadır. Türk destanlarının belli başlı niteliklerini görmeye çalıştığımızda karşımıza, çoğu kez, kadın kişiliğinde odaklanmış bir güzellik, yiğitliğin, tarihin her döneminde başüstünde tutulmuşluğu, atın ve bozkurdun insana sadık bir yoldaş olması, kurdun ana, baba ve hatta tanrı olması, yurt kabul edilen coğrafyanın kutsallığı gibi unsurlar çıkar.







