İzmir Suikastı

02.04.2022
394
İzmir Suikastı


Muhalefeti susturan olay: İzmir Suikastı
14 Haziran 1926’da öğrenilen ancak dört gün sonra “resmi bir tebliğ” ile kamuoyuna duyurulan suikast planı, tatbik edildikten sonra tetikçileri Yunanistan’a kaçırmak için anlaşılan teknenin sahibi sabıklı Giritli Şevki’nin, olayı İzmir Valisi Kazım Dirik’e ihbarıyla ortaya çıkmıştı.

Cumhuriyet tarihinin hala tüm yönleriyle aydınlanmamış-aydınlatılamamış hadiselerinden biri de Mustafa Kemal Paşa’ya karşı planlanan ve “İzmir Suikastı” olarak nitelenen girişimdir. Şeyh Said İsyanı, Takrir-i Sükun Kanunu’nun kabulü ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması gibi olayların akabinde ortaya çıkmasıyla dikkat çeken suikast, resmi tarihin anlatımıyla “Mustafa Kemal’e karşı kişisel kin ve kıskançlıkları olan küçük çaplı, etkinliği olmayan kimseler” tarafından yapılmıştı.14 Haziran 1926’da öğrenilen ancak dört gün sonra “resmi bir tebliğ” ile kamuoyuna duyurulan suikast planı, tatbik edildikten sonra tetikçileri Yunanistan’a kaçırmak için anlaşılan teknenin sahibi sabıklı Giritli Şevki’nin, olayı İzmir Valisi Kazım Dirik’e ihbarıyla ortaya çıkmıştı.

Bu ihbar çerçevesinde suikastta adı geçen birinci dönem TBMM üyelerinden Lazistan Mebusu Ziya Hurşid, Miralay (Ayıcı) Arif ve adamları yakanarak İzmir’e getirilirken, soruşturmayı yürütmek ve suikastçıları yargılamak üzere Kel Ali (Çetinkaya) riyasetindeki İstiklal Mahkemesi de Ankara’dan İzmir’e taşındı. Çok geçmeden suikast girişimiyle doğrudan veya dolaylı ilişkileri olan-olabilecek Sarı Efe Edip, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi, Mustafa Necati, Şükrü Bey gibi çok sayıda kişi tutuklandı.

İşte olayın, bundan sonraki kısmında resmi tarihin deyimiyle: “kişisel kin ve kıskançlıkları olan küçük çaplı, etkinliği olmayan kimseler”le ilgili olmadığı görüldü. Çünkü adalet dağıtmak gibi bir hedefi olmayan, kararları kesin, temyiz ve itiraz hakkı bulunmayan, denetimsiz, delile ihtiyaç duymayan ve hatta talimatla hareket eden Ankara İstiklal Mahkemesi, Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa’ya ve CHP iktidarına karşı muhalif olan veya olabilecek her ismi bir şekilde suikastle ilişkilendirerek tutuklamaya başladı. Kapatılmış olan Terakiperver Cumhuriyet Fırkası’na mensup eski milletvekillerinin evlerinin aranmasını talep eden mahkeme, o sırada TBMM üyesi olan ve eskiden bu partiye mensup milletvekillerini de dokunulmazlıkları olmasına rağmen tutukladı.

İstanbul ve Ankara’da tutuklananlar arasında evinden “İsmet Paşa’nın çayına davetlisiniz” denilerek alınan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Paşa gibi Milli Mücadele’nin önde gelen simaları da vardı. Suikast tertibi kısa sürede iç hesaplaşmaya dönüştü. Devrim kendi evlatlarını da yemeye başlamıştı.

Ankara İstiklal Mahkemesi, 26 Haziran’da İzmir’de isimleri geçen Paşalar da dahil olmak üzere 49 tutuklu sanığı yargılamaya başladı. Bu sırada Çeşme’de bulunan Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa’nın yargılamalar üzerindeki etkisi duruşmaların sonuna kadar kendisini hissettirdi. Mahkeme sonucunda, “Şeyh Said İsyanının bastırılmasından sonra memlekette başlayan tabii sükun ve emniyetin tesiri altında ve istiklal timsali olan Reisicumhur Hazretlerinin hayatlarını yok etmek suretiyle taklibi hükümet icrasına karar verdikleri, bu suretle nasıl bir akıbete sürükleneceği tahmin ve tasavvur edilmeyen vatanın idaresini, her ne pahasına olursa olsun ele geçirmek istedikleri, maddi ve manevi karinelerle muhakemeden sonra, sübut derecesine vasıl olmuştur…”

“Bu sebeple maznunlardan İzmit Mebusu Şükrü, Saruhan Mebusu Halis Turgut, İstanbul Mebusu İsmail Canbolat, Erzinzan Mebusu Rüştü Paşa, eski Lazistan Mebusu Ziya Hurşit ve eski Trabzon Mebusu Hafız Mehmed, Sarı Efe namıyla maruf Edib, Mebus Albay Arif, mülazımlıktan emekli Çopur Hilmi, Baytar Albaylığından emekli Rasim, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, eski Ankara Valisi Abdülkadir ve İaşeci Kara Kemal” idam cezasına çarptırıldılar.
Toplamda 15 kişi idama mahkum edilirken, tutuklanmaları ordu içerisinde rahatsızlık yaratan Kazım, Ali Fuat, Refet, Cafer Tayyar ve Mersinli Cemal Paşalar, Reisicumhur Mustafa Kemal Paşa’nın talebi üzerine beraat ettirildiler ve siyasi hayattan çekildiler. Bunlar dışında kalan diğer muhalifleri Ankara’da 2 Ağustos’ta yargılamaya başlayan İstiklal Mahkemesi, aralarında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin eski Maliye Nazırı Cavid Bey, Dr.Nazım, Hilmi ve Nail Beyler de olmak üzere dört kişiyi daha idama mahkum etti.
Böylece İzmir Suikastı davası ve İstiklal Mahkemeleri kanalı ile, Meclis’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’ndan arta kalan mebus grubuyla Meclis dışında ve içinde toparlanmaya çabalayan eski İttihatçı kadrolar tasfiye edildi. Bu arada Milli Mücadele’nin önder kadrosu içindeki parçanama da son aşamasına erişti ve Mustafa Kemal Paşa’nın yanında kalan grup diğer grubu yargılayarak cezalandırdı. Neticede “İzmir Suikastı” teşebbüsü, ülke çapında Mustafa Kemal Paşa’nın gücünü ve CHP iktidarını tek başına perçinleyerek muhalefetin susturulmasının yolunu açtı.1 Eylül 1927 Seçimleri sonucu oluşan Mecliste de CHP’nin tek partili cumhuriyeti kurulmuş oldu.

Emre Gül/Dünya Bülteni – Tarih Dosyası

Kaynaklar:
Azmi Nihat Erman, İzmir Suikastı ve İstiklâl Mahkeme­leri, İstanbul, 1971.
Sina Akşin (Editör), Türkiye Tarihi, cild 4, Çağdaş Türkiye 1908-1980, İstanbul 1989.
Atatürk Araştırma Merkezi, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, c.2, Ankara, 2006.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.