Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek

30.01.2022
3.542
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek

Bir sefer dönüşü Şam yakınına otağını kurdurarak burada üç ay kadar kalan Yavuz Sultan Selim’e, otağın temizlik işlerini yapması, Hünkar çadırını tertibe ve düzene sokarak sıradan gündelik işlerle mesgul olması için emrine bir Türkmen kızı verilir.

Yine bir sabah temizlik için geldiğinde, Sultan Selimi otağından çıkarken gören Türkmen kızının gönlü bir su gibi Cihan Padişahına akar. Bu durum bir müddet böyle devam edip gider, ta ki, kızın yüreğinde bu sevda ince bir sızıya dönene, aşkın gücü bir gün O’na, Hünkar’a bir şeyler yazma cesareti verene kadar. Ve bir gün küçük bir kağıda;
“Seven insan neylesin” yazıp yastığının altına bırakır.

Yavuz Sultan Selim, otağına gelip yatınca, birden yastığının altındaki kağıdı fark eder, ” Bu da ne ola ki” diyerek, bir vehim ve bin endişe ile okur önce, sonra alır eline kalemi şöyle bir satır da o düşer aynı kağıttaki dizenin altına;
“Hemen derdin söylesin…”
Türkmen kızı ertesi sabah kağıttaki cevabı okur, koskoca cihan Sultanına ilan-ı aşkta bulunmanın, ateşle oynamak, azgın sulara atlamak gibi ölümcül bir tehlikesi olduğunu hisseder içinde…Ama nafile, duyguları Hünkar’a doğru akmaya devam ediyormuş.

İşlerini bitirince bir satır daha yazmıs aynı kağıda;
“Ya korkarsa neylesin…”
Yavuz Sultan Selim, akşam çadıra döndüğünde, not düştüğü satır gelmis aklına. Bakmış ki aşkın, heyecanın ve korkunun karıştığı, sözcüklerle yeni bir satır daha eklenmiş kağıdın altına…
O’da hemen bir mısra daha eklemiş;
“Hiç korkmasın söylesin…”

Sabah olunca Sultan, nedimi Hasancan’ı çağırıp kağıdı gösterir ve ;
“Biz dahi merak edip onu görmek isteriz, tez elden bu kızı huzura getirin” der ve otağından çıkar…
Bu sırada Türkmen kızı da sabah temizliği için otağa girmek üzeredir, Yavuz Selim Han otağının önünde bekleyen kızı görünce dizelerin sahibi olduğunu anlar ve erkana dur işareti yaparak kızı otağa alır…
“Buyurunuz, sizi dinliyorum…” deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışır, heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur, kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle: “Efendim…” der. “Cariyeniz… Size…” ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır…
Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:
“Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira aşık, maşukunun yolunda olur ve o yolda ölür.”

Bir rivayete göre Yavuz Sultan Selim de kıza ilk görüşte aşık olmuştur ve ardından kağıttaki dizelerin altını bu aşk için şu sözlerle doldurmuştur.

“Merdümü dideme bilmem ne füsun etti felek,
Giryemi etti füzun, eşkimi hun etti felek,
Şirler pençe-i kahrımdan olurken lerzan,
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek.”

Şiirin Türkçesi şöyle..
“Bilmem ki gözlerime nasıl bir büyü yaptı felek,
Gözümü kan içinde bırakıp, göz yaşımı artırdı felek.
Arslanlar pençemin korkusundan tir tir titrerken,
Beni bir gözleri ahuya esir etti felek…”

İskender Pala

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.